Gurbet Kültürümüzü Toz Duman İçine Hapsetmeyelim
Mustafa Can | Köşe Yazısı
Gazeteci - Editorhaber.com.tr Genel Yayın Yönetmeni
Gebze’de yaşayan Giresunlular olarak artık Kocaeli’nin nüfus açısından en yoğun hemşehri grubuyuz. Kalabalığız, etkiliyiz, etkinlikliyiz. Ancak ne yazık ki son yıllarda gözlemlediğim bazı durumlar, bu etkinliğimizin içerikten çok şekle dayandığını, kültürel anlamda ise bizi zayıflattığını gösteriyor.
Eskilerden bahsedelim biraz… Giresun’da yaylaya çıkmak bir tören, bir şölen havasında yapılırdı. Bahar geldiğinde halk, "Otçu Göçü" adını verdiği geleneksel hareketle yaylalara çıkardı. Tulum eşliğinde, horonlarla, imece ruhuyla… Gittikleri gibi geri dönerlerdi ama arkalarında kültürel bir iz bırakırlardı. İşte bu iz, yıllar geçtikçe bir şenlik, bir ortak hafıza halini aldı.
Bugün ise…
Gebze’de faaliyet gösteren Giresun il, ilçe ve köy derneklerinin neredeyse tümü, yaz geldiğinde adeta bir “piknik yarışı”na giriyor. Her hafta sonu farklı bir derneğin farklı bir mesire alanında gerçekleştirdiği etkinlikler art arda sıralanıyor. Görünüşte güzel bir tablo gibi dursa da detaylara bakınca aslında kültürden çok, gürültüye dayalı bir gösteriş yarışı görüyoruz.
Piknik alanlarının genel görüntüsü iç açıcı değil:
Her yanda toz, çamur, yoğun duman…
Yanmış et, aşırı mangal kokusu ve üstüne üstlük ses kirliliği…
Bir günde üçten fazla sanatçının sahne aldığı, ses sistemlerinin kulak tırmaladığı bir ortamda ne huzur kalıyor ne keyif. Sanatçılar arasında kalite farkı göze çarparken, ses düzeni çoğu zaman yeterli olmuyor. Giresun havası alalım derken, baş ağrısıyla evimize dönüyoruz.
Oysa gerçek bir piknik;
Doğada huzur bulmak, sevdiklerinle sohbet etmek, çocukların güvenle oynayabileceği alanlarda vakit geçirmek demek. Kitap okumak, kahveni yudumlamak, belki de sadece doğayı dinlemek…
Buradan derneklerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum:
Bu kadar büyük masraflar yapılacağına, katılımcılar kişi başı küçük bir destekle katkıda bulunsun. Ve bu katkılarla daha temiz, daha planlı, daha güvenli alanlarda, iki sanatçıyı geçmeyen sade ama kaliteli organizasyonlar yapılsın. Oyunlar, yarışmalar, kültürel sunumlar, yöresel ürünler standlarıyla desteklenmiş bir program oluşturulsun. Kısacası Giresun kültürüne yakışır ama modernize edilmiş bir etkinlik olsun.
Unutmayalım:
Gurbet artık bitti.
Üçüncü, dördüncü kuşak burada doğuyor, burada yaşıyor.
Giresun’a yılda 15 gün gidiyoruz ama 350 günü Gebze’de geçiriyoruz. Yani artık kültürümüzü yaşadığımız yere adapte etmek zorundayız. Bunu da toz, duman, aşırı ses ve yorgunlukla değil; bilinçli, planlı, anlamlı etkinliklerle yapmalıyız.
Hemşehri olmanın anlamı sadece kalabalık olmak değil, birlikte kaliteli vakit geçirebilmektir. Kültürü korumak da sadece geleneği tekrar etmek değil; onu bugünün şartlarına uygun şekilde evriltmek, yaşatmak, aktarmaktır.
Saygılarımla,
Mustafa Can
Gazeteci – Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği Kocaeli Temsilcisi
Editorhaber.com.tr Genel Yayın Yönetmeni












Yorumlar