Siyasette bazı cümleler vardır; duyulup geçilmez. İçine siner, aklı kurcalar, geleceğe dair bir istikamet hissi verir. Devlet Bahçeli’nin “Gerekirse üç arkadaşımı alır, İmralı’ya giderim” sözünün etkisi tam da böyle bir cümleden geliyor.
Bu söz yalnızca “gitmek” üzerine bir kararlılık değildir.
Asıl mesele, Türkiye’nin terörle mücadelesinde yeni bir dönemin kapısına gelindiğinin açıkça ilan edilmesidir.
Okurun anlaması gereken ilk şey: Bu çıkış, bir ziyaret değil, bir işaret.
Bahçeli’nin çıkışı ne bir pazarlık önerisidir ne de günü kurtarmaya dönük bir çıkıştır.
Bu bir siyasi pozisyon bildirimidir.
Yani devletin terör sorununa bakışı tek boyutlu olmayacak:
-
Sahada operasyon,
-
Masada hukuk,
-
Siyasette yeni araçlar,
-
Toplumda yeni bir huzur dili…
Bahçeli bu çıkışla şunu söylüyor:
“Bu sürecin gerektirdiği ne varsa –konuşmak dahil– biz göze alıyoruz.”
Bu ülkede yıllarca “masaya oturmak”, “gitmek”, “konuşmak” gibi kelimeler korkuyla anıldı.
Fakat bugün tablo farklı: Devletin elinin güçlü olduğu, bölge dengelerinin değiştiği, örgütün tarihte olmadığı kadar zayıfladığı bir dönemdeyiz.
Dolayısıyla okur şunu anlamalı:
Bahçeli’nin çıkışı, taviz değil; güçten doğan özgüvendir.
İkinci olarak: “Terörsüz Türkiye” artık bir slogan değil, hazırlanmakta olan bir hedef.
Siyaset yıllarca terör sorununu ya güvenliğin ya da siyasetin tekeline bıraktı.
Oysa bugün ikisinin kesişiminde bir yol haritası tartışılıyor.
“Terörsüz Türkiye” demek:
-
Silahların tamamen sustuğu,
-
Devletin otoritesinin tartışma götürmediği,
-
Halkın kaygı duymadığı,
-
Siyasetin yeniden normalleştiği bir ülke demektir.
Bahçeli’nin sözleri bu hedefin içinden atılmış bir işarettir.
Evet, iddialı.
Evet, siyasi risk taşıyor.
Ama aynı zamanda toplumun büyük kısmının ortak arzusuna seslenen bir iddia:
Bu defa mesele tamamen bitirilebilir.
Üçüncü olarak: Bu çıkış bir sürecin başlaması değil; var olan sürecin görünür hâle gelmesidir.
Devlet uzun zamandır sahada yürüttüğü operasyonlarla bir zemin hazırladı.
Bugün siyasetin önüne düşen soru şu:
“Bu zemin nasıl kalıcı barışa dönüştürülecek?”
Bahçeli’nin çıkışı, işte bu soruya verilen ilk yüksek sesli yanıttır.
Okur, bu sözleri “bir siyasetçinin anlık çıkışı” olarak değil, devlet aklının nabız yoklaması olarak okumalıdır.
Sonuç olarak…
Bu ülkede terörle mücadelede “yeni bir faz” başlıyor.
Fazın adı şu:
-
Güçlü devlet,
-
Siyasi kararlılık,
-
Toplumsal destek,
-
Hukuki çerçeve.
Bahçeli’nin İmralı çıkışı, bu fazın ilk net siyasi hamlesidir.
Okur bunu bir ziyaret hazırlığı değil, Türkiye’nin terörsüz bir geleceğe yürüyüşünde dönüm noktası olacak bir siyasi işaret fişeği olarak okumalıdır.












Yorumlar