Uzun yıllar boyunca yaşadığım coğrafyanın, sokaklarının, insanlarının sesi olmaya çalıştım. Yerel basının tüm zorluklarını iliklerime kadar hissettim. Ancak artık yeni bir yolculuğun başlangıcındayım.
Bugün, meslekte çeyrek asrı geride bırakmış, saygıdeğer bir büyüğümle yaptığım sohbet, benim için bir dönüm noktası oldu. Bana dedi ki: "Mustafa, senin sevmediğim yönlerinden daha fazla sevdiğim yönlerin var. Çabalıyorsun, uğraşıyorsun ama bir türlü bulunduğun ortamdan çıkamıyorsun. Artık buradan kurtulman, ulusal basında yer alman gerekiyor. Çünkü yerelde artık hiçbir şey kalmadı."
Bu sözler, belki de uzun zamandır duymaya ihtiyacım olan cümlelerdi. Çünkü yaşadığım coğrafyada, yaşadığım mahallede, hemşericilik yapmak, küçük sorunlarla boğuşmak bugüne kadar bana hiçbir şey kazandırmadı, aksine hep kaybettirdi. İşte tam da bu yüzden, 7 Nisan itibarıyla hayatımda köklü değişiklikler yapmaya karar verdim.
Artık enerjimi, emeğimi ve mesleki birikimimi ulusal ölçekte değerlendireceğim. Çünkü gazetecilik, sadece mahalledeki çöp sorununu yazmak değil; toplumun tamamına dokunacak, insanların zihninde bir kıvılcım yaratacak haberleri kaleme almaktır. Büyük resme odaklanmak, gündemi belirleyen konulara eğilmek ve daha geniş bir kitleye hitap etmek, asıl hedef olmalıdır.
Bu kararım, elbette herkesin hoşuna gitmeyecek. Yerel basında, küçük dünyalarında büyük oyunlar oynayanlar, bu yolculuktan rahatsız olabilirler. Ancak gazeteci, kalemiyle yaşar ve kalemiyle var olur. Kalemim, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hakikatin peşinde olacak.
Benim için yeni bir dönem başlıyor. Ulusal basına adım atarken, yerelde yaşadığım tüm tecrübeleri cebimde taşıyorum. Ancak artık ufka daha geniş bir perspektiften bakma vakti. Çünkü gazetecilik, konfor alanında kalmayı değil, sürekli yeni ufuklara yelken açmayı gerektirir.
Bu yolda beni destekleyenlere teşekkür ederim. Desteklemeyenlere ise en güzel cevabı, üretmeye devam ederek vereceğim.