Kurban Bayramı, yalnızca dini vecibelerin yerine getirildiği bir gün değil; aynı zamanda toplumsal barışın, kardeşliğin, paylaşmanın ve merhametin zirveye ulaştığı kutsal bir zaman dilimidir. Her yıl Hicri takvime göre Zilhicce ayının 10’unda başlayan bu bayram, Müslümanlar için ibadet kadar bir ahlak ve vicdan sınavıdır.
Kurban Sadece Bir Kesim Değildir
Kurban ibadeti, Hazreti İbrahim’in sadakatini ve teslimiyetini temsil eder. Ancak bu ibadetin özünde sadece bir hayvanın kesilmesi yoktur; gönlümüzden kibri, soframızdan bencilliği, hayatımızdan ilgisizliği kesmek de bu bayramın anlamına dahildir. Kurban, Allah’a yakınlaşma çabasıdır. Bu yakınlaşma; paylaşarak, yoksulu gözeterek, yetimi unutmadan ve gönül kapılarımızı açarak olur.
Toplumsal Dayanışmanın Simgesi
Kurban Bayramı, toplumun her kesimini birbirine yaklaştıran en güçlü sosyal bağlardan biridir. Kesilen kurbanın etinin üçe bölünmesi — biri ev halkına, biri komşuya, biri ihtiyaç sahiplerine — bu kardeşlik kültürünün canlı örneğidir. Bayramlar sayesinde yıllardır görüşülmeyen akrabalar ziyaret edilir, küskünler barışır, mahzunlar hatırlanır.
Özellikle son yıllarda sivil toplum kuruluşlarının ve yardım derneklerinin organize ettiği yurt içi ve yurt dışı kurban bağış kampanyaları sayesinde, Afrika’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Balkanlar’a kadar binlerce ihtiyaç sahibine ulaşılmakta, Kurban Bayramı evrensel bir iyilik seferberliğine dönüşmektedir.
Modern Dünyada Bayramın Ruhu
Günümüzde bireyselleşme ve dijitalleşmenin hızla arttığı bir çağda yaşıyoruz. Bu durum, toplumsal bağları zayıflatma riski taşırken; bayramlar, özellikle de Kurban Bayramı, bizi özümüze ve değerlerimize döndüren bir vesile oluyor. Bir kap yemeği paylaşmanın, bir çocuğun elini öpmenin, bir komşuya “bayramın mübarek olsun” demenin paha biçilemez etkisini yeniden hatırlatıyor.
Gönülden Gönüle Kurban
Kurban Bayramı, sadece ekonomik gücü olanların değil, gönlü zengin olanların da bayramıdır. Çünkü bayram, paylaşmanın boyutunu yalnızca maddiyatla ölçmez. Samimi bir tebessüm, bir hasta ziyareti, bir yaşlının elini tutmak, bir yetimi giydirmek de bu bayrama anlam katan kurbanlardır.
Kurban Bayramı’nın özünü anlayabilmek için yalnızca gözle görmek yetmez; kalple hissetmek gerekir. Bu bayram, sadece sofraları değil; kalpleri de doyurmalıdır.
Yorumlar